Anlaşmalı Velayet Davası Dilekçesi

Velayet kelime anlamı ile velilik hakkına sahip olmaktadır. Normal şartlar altında evli çiftlerin münhasıren yani müşteren velayet hakları vardır. Boşanmış olan çiftlerde de çocuk yada çocukların velayeti ile ilgili bir anlaşmazlık yoksa , anne baba tarafından özel bir velayet talebi gelmemişse veya mahkeme velayet ile ilgili özel bir velayet tanımlamamışsa velayetin evlilik zamanında olduğu biçimde müşterek sorumluluk esasına göre devam ettiği yani anne ve babanın velayeti müşterek sahiplendiği kabul edilmektedir.

Velayet ile barınma farklı kanuni esaslardır yani çocuğun yanında kaldığı kişi ile velayet sahibi kanunen aynı kişi olmak zorunda değildir, Yani velayet babaya verilmişken çocuk annesi yanında yaşayabilir veya belirli dönemde annesinde belirli dönemde babası ile yaşayabilir. Bu durumun kararı eşler uzlaşmış ve protokol yapmış hatta protokolde açık biçimde kabul ettikleri velayet durumunu belirtmiş olsalar dahi Aile Mahkemesi hakimi tarafından belirlenir.

Velayet bir anne babanın hayatındaki en büyük sorumluluğudur, eşlere karşı sevgi saygı hoşgörü bağlılık dürüstlük gibi temel evrensel değerler bulunuyorken dünyaya getirilen çocuk bir kişidir ve tüm evrensel insan haklarına sahip olmanın yanında mutluluk , huzur , sevgi görme , ilgi görme , hoşgörü görme , sahiplenilme , barınma , korunma gibi sayısız hakka da sahiptir, çocuk yapmak biyolojik bir olaydır ve yaratılışımız gereği binlerce yıldır bebekler olarak dünyaya gelir ve anne ve babalar tarafından büyütülürüz. Burada çocuğun hakları ve memnuniyeti tüm dünya hukuğunda ve Türk hukuğunda en üstün konu olarak değerlendirilmektedir ve çocuğun yararı daima en önemli değerlendirme kriteri olarak değerlendirilmektedir.

Kimi durumlarda hem anne hemde baba çocuk üzerinde son derece olumsuz etkiler bırakabilir veya çocuğun anne yada babası velayetinde yetişmesinde büyük sakıncalar görülebilir, bu gibi durumlarda Hakim çocuğun velayetinin anne ve babadan alınarak kayyuma veya sosyal hizmetlere verilmesine yani çocuğun devlet tarafından sahiplenilmesine karar verebilir. Yani çocuğun velayeti anne babanın sorumluluğunda ve çocuğun bir birey olarak menfaatinin korunması adına devletin denetimindedir, Hiç kimsenin çocuğun menfaatlerini , sağlığını, huzurunu , mutluluğunu , ihtiyaçlarını gözardı ederek annesi babası biziz biz karar veririz deme hakkı yoktur.

Örneğin ailesinden dayak yiyen bir çocuğun tamamen rastlantısal olarak okuluna aşılamaya gelen sağlık ekiplerinin dikkati ile farkedilen darp izleri ile ilgili meraklanan bir Hekim tarafından yapılan muayenesi sonucunda okul yönetimi ve kolluk güçlerinin bilgilendirmesi ile hakrekete geçen mahkemelerin çocuğu önce koruma altına sonrada devlet velayetine aldığı ülkemiz için son derece üzücü olmak ile bir gerçektir ve daha üzücüdür ki her yıl yüzlerce benzeri yaşanan bu durumun binlercesi de farkedilmeden haketmediği hayata mahkum çocuklar olarak toplumumuzun içinde kaybolmaktadır.

Lafı fazla uzatmadan konumuza dönersek Velayet konusu anne babaların yorum fikir ve kararların üstünde Türk Adaletince değerlendirilen ve karara bağlanan bir konudur ve Anne babalar birlikte yada boşanmış olsalar ve velayet ile ilgili bir karar daha önce verilmiş ve mahkemece uygun görülmüş olsa dahi velayet ile ilgili değişiklik yapılması konusunda bir karar alabilmek için gidilmesi gereken yer Mahkemelerdir ve Aile mahkemeleri yetkilidir.

Anlaşmalı Velayet Davası diye bir dava hukuğumuzda yoktur , Velayet değişikliği davası olarak tanımlanan dava görülür ve mahkeme hayatta olan ve velayet hakkından mahrum bırakılmasına karar verilmemiş olan anne babayı mahkemenin tarafları olarak muhatap alır. Burada daha önceki bir adli suçu sebebi ile velayeti alınan anne yada baba var ise karar kesinleşme şerhi de dosyaya işlenmiş kapanmış ise. Bu kişinin tekrar kişi velayeti veya müşterek velayete katılma hakkı genellikle olmamaktadır. Yani çocuğa karşı bir kusuru sebebi ile velayet hakkı kanunen bulunmayan bir anne yada baba velayetin değişikliği davasında velayet talebi yapar ise bu talep mahkemece reddedilir. Bu sebeple velayet değişikliği davası açan ve velayeti almak isteyen kişinin velayet hakkına haiz olabilecek şartlarda bir kişi olması gerekmektedir.

Ayrıca velayet sahibi olabilmek için en temelde veli olabilecek kişi olması gerekmektedir, psikiatrik rahatsızlıkları , kötü adli suç geçmişi , çocuğuna karşı veya başka çocuklara karşı adli suçu , velayetin mahkemece daha önce alınmış olması , çocuk bakacak sağlık koşullarına sahip olmaması , kalıcı ikametinin ve genel temel yaşamsal giderlerini karşılayacak geliri olmaması gibi çocuğun velayet hakkını sağlıklı kullanabileceğine menfii yorumlanacak durumları olan kişiler velayet hakkına sahip olamazlar. Bu kişiler bir şekilde karşı taraf olan anne yada baba ile uzlaşsa hatta çocuk da bu kişinin velayetini istese dahi mahkeme uygun görmediği takdirde velayet hakkı alamazlar.

Tüm yazının özeti olarak velayet davasında eşlerin anlaşması sadece mahkeme huzurunda velayet sahibi olan eşin velayet talep eden eşin talebine olumlu baktığı ve çocuğun menfaatine olacağı konusunda kendisinin de yorum getirdiği olarak düşünülmektedir. Yani velayetin sahibi olan eşin diğer eşin ortak velayete katılmasına veya velayeti almasına karşı olmadığını beyan ettiği olarak yorumlanır. Mahkeme çocuğun üstün menfaatini gözeterek velayet değişikliği kararını görüşür ve karara bağlar.

Anlaşmalı Velayet Davası olmadığını yazımızın genelinden anlamış durumdasınız aslında bu yazımızda verdiğimiz dilekçe örneği velayet değişikliği davasında anlaşma olduğunu beyan eden bir velayet davası dilekçesidir. Genel usul bakımından velayet değişikliği davası velayeti talep eden tarafından velayete sahip olana açılmaktadır ve velayet alma talebini istemde belirtmektedir. Aşağıda örnek dilekçe olarak sunduğumuz Anlaşmalı Velayet Davası Dilekçesini kendiniz için davacı , eşiniz için davalı olarak düzenleyiniz ve açıklamalar kısmını ve sonuç ve istem kısmını kendi talebiniz doğrultusunda yazınız. Bölgenizin bağlı olduğu adliyedeki aile mahkemesi kalemine şahsen müracat yapınız ve dava seyrini UYAP vatandaş sisteminden yada edevlet üzerinden takip ederek mutlaka bütün duruşmalara katılınız, eşinizin katılmasını temin ediniz.

Velayet davalarında uzman pedagog görüşü alınması genellikle beklenen bir durumdur, pedagog görüşmesi için çocuğun yönlendirilmesi , belirli bir kararın ve fikrin empoze edilmesi ve çocuğun psikolojik olarak etkilenmesi , çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyecek davranışlarda bulunulması kusurdur ve kanunen suçtur. Türk Hukuğunda ve Türk Toplumunda çocuğun üstün menfaati mahkemeden önce anne ve babadan , onlardan sonra büyük aile fertlerinden başlamaktadır.

Tüm velayet davalarınızda ilk ve son sorunuz çocuğumun mutluluğu , huzurunu , geleceğini ve menfaatini en iyi şekilde sağlamanın yolu nedir sorusu olmalıdır.

Aşağıdaki örneğimiz anne üzerinde olan velayetin babaya verilmesini talep eden bir örnektir, Anne Baba tarafında velayetin bulunduğu yani kayyum yada Devlet Korumasının bulunmadığı velayetler 3 şekilde olmaktadır Yalnız anne üzerinde velayet, yalnız baba üzerinde velayet ve Anne babanın Müşterek velayeti. Velayet değişiklik talepleri genellikle bu üç durumun birinden diğer ikisine dönüştürülmesi talebi olarak karşımıza gelmektedir. Bunun dışındaki alternatifler çok daha karmaşık mahkeme süreçleri barındırmaktadır ve ayrı dilekçeler olarak mahkemeye sunulmaktadır.

Durumunuzu ve talebinizi sağlıklı değerlendirerek en doğru yol olarak sizlere tavsiyemiz çocuğun da hukukunu korumak adına Anne ve Baba olarak birer avukat ile bu velayet konusunu değerlendirmeniz, hatta her iki taraftan da bağımsız olarak çocuğun velayet ve hukuki haklarını bu velayet davası çerçevesinde korumak sınırı ile sorumlu bir kayyum avukat atanmasını mahkemeden talep etmeniz sonradan üzüntü yaratacak neticelerden çocuğunuzu ve sizi koruyacak bir adım olacaktır. Halihazırda Türk Hukuğu zaten anne baba kusur ve niyetlerinden çocuğu korumak adına çocuğun üstün menfaati ilkesinden hiçbir zaman sapmadan karar verecek gerekirse kayyum atanmasını sağlayacaktır.

Anlaşmalı Velayet Davası Dilekçesi Örneği


	....................... AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE 

	
DAVACI : (VELAYETE KATILIM VEYA VELAYET TALEBİ OLAN KİŞİ ADI SOYADI)
TC KİMLİK NO : 
ADRESİ :

DAVALI : (VELAYETE SAHİP OLAN KİŞİ ADI SOYADI :)
TC KİMLİK NO :
ADRESİ :

VELAYET DAVASINA KONU ÇOCUK :

İSİM SOYİSİM : 
TC KİMLİK NO : 
ADRESİ  :


DAVA KONUSU : Müşterek Çocuk ....................................'nin velayetinin tarafıma verilmesi / velayetinin müşterek velayete dönüştürülmesi talebimden ibarettir. (BURADA MÜŞTEREK YADA MÜNFERİT VELAYET TALEBİNİZİ BELİRTİNİZ. AŞAĞIDAKİ AÇIKLAMA VE İSTEM BÖLÜMÜNDE DE İLGİLİ DÜZELTMEYİ YAPINIZ. HUKUKİ BİLGİNİZ YETERLİ DEĞİLSE AVUKAT DANIŞMANLIĞI VE VEKALETİ İLE İŞLEM YAPINIZ)


AÇIKLAMALAR : 
1- Davalı ile evliliğimizi ........ Aile Mahkemesince görülen ............... tarihli .......... Esas Numaralı , ........... tarihli ........... Sayılı kararı ile ANLAŞMALI olarak sonlandırmış durumdayız. Davaya konu evladımızın velayeti ilgili mahkeme kararı ile DAVALI eski eşime verilmiştir.

2- ................... Tarihinde ettiğimiz boşanma protokolüne uygun biçimde yaşantımızı sürdürmekteyiz ve çocuğumuz ile ilgili sorumluluk vetaahütlerimizi karşılıklı olarak yerine getirmekteyiz.

3- DAVALI eski eşim ile davaya konu olan evladımızın velayeti ile ilgili görüşmemizde, evladımızın velayetinin tarafıma geçmesi ile çocuğun faydasının daha üstün olacağı konusunda aynı fikirdeyiz. 

4- Aynı şekilde velayetin tarafıma geçmesi ile çocuğun tüm masraflarının tarafımca karşılanacağından eski eşime ödemekte olduğum iştirak nafakasının kaldırılması konusunda da eski eşim ile aynı fikirdeyiz.

SONUÇ VE İSTEM : 
	Yukarıda açıklanan ve sayın mahkemenizce resen dikkate alınacak nedenlerle , reşit olmayan ............................ isimli müşterek evladımızın velayetinin davalıdan alınarak tarafıma verilmesi  kararının alınması için gereğini saygılarım ile arz ve talep ederim.
							Tarih : 
							Davacı : İsim Soyisim
							İmza 
Scroll to Top